Kültürel hegemonya, İtalyan Marksist düşünür Antonio Gramsci tarafından geliştirilen bir kavramdır. Basitçe ifade etmek gerekirse, egemen sınıfın (genellikle burjuvazi) kendi değerlerini, inançlarını ve dünya görüşünü toplumun geneli tarafından "doğal", "kaçınılmaz" ve "ortak akıl" olarak kabul ettirmesi sürecidir. Bu kabul, zorlama veya şiddet yoluyla değil, daha ziyade ideolojik araçlarla, örneğin medya, eğitim, din ve popüler kültür aracılığıyla gerçekleşir.
Kültürel hegemonya, egemen sınıfın yalnızca ekonomik ve politik güce sahip olmakla kalmayıp, aynı zamanda toplumun düşünme biçimini ve değerlerini de şekillendirme yeteneğini ifade eder. Bu sayede, egemen sınıfın çıkarları, toplumun genel çıkarları gibi algılanır ve mevcut düzenin meşruiyeti sağlanır.
Önemli Unsurlar:
Kültürel hegemonya kavramı, toplumdaki güç ilişkilerini anlamak ve eleştirmek için önemli bir araçtır. Mevcut ideolojilerin nasıl üretildiğini ve yayıldığını analiz ederek, karşı hegemonik stratejiler geliştirmek ve daha adil bir toplum yaratmak mümkün olabilir.
Ne Demek sitesindeki bilgiler kullanıcılar vasıtasıyla veya otomatik oluşturulmuştur. Buradaki bilgilerin doğru olduğu garanti edilmez. Düzeltilmesi gereken bilgi olduğunu düşünüyorsanız bizimle iletişime geçiniz. Her türlü görüş, destek ve önerileriniz için iletisim@nedemek.page